SIBYAN MEKTEBİ TARİHÇESİ

I. OSMANLI DEVRİ SIBYAN MEKTEPLERİ
Sıbyan Arapça bir kelime olup Sabi (çocuk) kelimesinin çoğuludur. Sıbyan Mektebi çocuklar için açılmış okul demektir. Sıbyan Mekteplerinin tarihçesi Osmanlı Devleti ile sınırlı değildir. Okul mimarilerini Türklerin geliştirildiği kabul edilse bile birçok eski uygarlıkta benzer işlevi yerine getiren mekteplerin mevcudiyetine rastlanmıştır. Özellikle Selçuklu döneminde Osmanlı dönemindekine benzer Sıbyan Mektebi modelleri sıkça gözlenmiştir. İslam aleminde genellikle medrese eğitiminin bir başlangıcı olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı devletinde kendisine uygun bir gelişme sahası bulan vakıf sistemi birçok kurumu etkilemiş ve onları şekillendirmiştir. Sıbyan Mektepleri de Fatih Sultan Mehmet dönemiyle İstanbul’a girmiştir. 

Sıbyan Mekteplerine Fatih döneminde sadece yetim ve fakir çocuklarının alınması şart koşulmuştur. Sıbyan Mekteplerinin ders programları başlangıçta Kur’an okutmak ve namazla ilgili bilgilerin verilmesinden oluşmaktaydı. Daha sonraları bu programlara yazı dersleri de konulmuştur. Sıbyan Mekteplerinin öğretim elemanları bir hoca ve onun yardımcısı olan kalfadan oluşmaktaydı. Ayrıca bir temizlikçi hademe (Bevvab) ve bir Mubassır (çocukları evine götürüp getiren ve kavga etmelerinin önüne geçen görevli) görev yapardı. 

Hoca ve kalfalar mahallenin en şerefli ve haysiyetli kişilerinden seçilirdi. Osmanlı Sıbyan mektebinde eğitim ve öğretimi veren kişi gücü yerinde, zekâca üstün yaşlılardan seçilirdi. Bundaki gaye belli bir olgunluğa erişmiş kişinin kültür birikimini çocuklara aktarırken yaşlılığın getirdiği hissiyatıyla daha yakın ilişkinin rahatlıkla kurulabilmesi idi. Bu psikoloji ve fizyoloji talebe ile çok daha iyi manevi irtibat sağlanmasına imkân veriyordu. Böylelikle Sıbyan Mektebini bitiren talebe yaşından çok daha ileri bir olgunluk ve hayat bilgisi edinmiş oluyordu. Sıbyan Mektebine başlama yaşı 4 yıl, 4 ay, 4 gün idi. Osmanlı bu yaş ölçüsünü uğurlu saymıştır. Mektebe başlama merasimle olur, mezuniyette de merasim ve mevlit yapılırdı. Yedi yaşına gelene kadar mahallenin çocukları bu mektebe devam ederlerdi. Eğitime Kur’an öğrenmekle başlanır, daha sonra yazı dersleri, aritmetik gibi dersler verilmeye başlanırdı. Okumayı ve çalışmayı teşvik amacıyla çalışkan öğrencilere cildi süslü cüz veya kitap hediye edilirdi. 


Müzik derslerinde ilahi okutulması adettendi. Sıbyan mekteplerinde ders programlarının oluşmasında İslam kültürünün etkisi büyüktür. Kur’an öğrenmek eğitimin başlangıcı sayılmıştır. Osmanlı döneminde her türlü eğitim sarayda verilmekteydi. Saray, hükümet ve askerlik işlerinde çalıştırılarak, tüm memurlar sarayın içinde eğitiliyordu. Saray dışında eğitim alanı olarak sadece Sıbyan mektepleri ve Medreseler görülmektedir. Sıbyan mektepleri öğrenciyi herhangi bir mesleğe yönlendirmekten ziyade Kur’an ve temel eğitime yönelik bir sınırlı eğitim program içermektedir. Sıbyan Mektepleri mimari açıdan iki gruptan incelenebilir:

1-Külliye içinde yer alan Sıbyan mektepleri,

2-Mahalle içindeki tek yapılar. Bir külliye içinde yer alan Sıbyan mektepleri külliyeden fiziken tecrit edilmiş, külliyenin dış köşesinde sokağa açılan dış bölümünde yer almaktadır. Bu planlamanın asıl amacı çocuk gürültülerinden ana yapıyı korumak, medreselerdeki sükûnetli bir yaşayışı temin içindir. Mahalle içerisindeki tek yapılardan oluşan Sıbyan mektepleri ise genelde köşe başları ve merkezi yerde inşa edilmiştir. Sıbyan mektepleri genelde iki katlı olarak inşa edilmiş olup zemin katlarında dükkânlar yer almaktadır. Ahşap olan Sıbyan mekteplerinin alt katları çoğunlukla içinde akar çeşmeli taşlık mahallerdi. Çocuklar kirlenen giyeceklerini ve ellerini burada temizlerdi. Böylece çocuklar ve kitaplar rutubetten korunmuştur.

Sıbyan mektepleri genelde tek dersliktir. Osmanlı Sıbyan mekteplerinde 30 civarında öğrenci okutulmakta idi. 30 sayısı pedagojik açıdan ideal bir sayıdır. Mekteplerin ölçüsü genelde 6.50x6.50 m. veya 8.00x8.00 m. ölçülerindedir. Sıbyan mektepleri devirlerinin diğer toplumsal yapıları ile kıyaslanırsa ölçülerinde çocuk ölçeğine yaklaşma çabası sezilir. Derslikler genelde kare biçiminde şekillendirilmiştir. Kare biçimi Osmanlı mimarisi ana elemanıdır. Osmanlı devletinde Sıbyan mektepleri Halk çocuklarının devam ettiği bir eğitim kurumudur.

Osmanlı Sıbyan mekteplerinin günümüzdeki karşılığı “okul” olarak değil, “ders ünitesi” olarak algılanmalıdır. Eğitim alanındaki bu sosyalleşme hiçbir dönemde bu kadar olgunlaşmamıştır. Fatih Sultan Mehmet ve çağdaşları ve devlet ileri gelenleri içerisinde çok sayıda Sıbyan mektebi yaptırmışlardır. Muallim Cevdet Bey’in 1919 yılında derlediği Sıbyan Mektepleri listesinde: Hanım Sultan ve saraylı kadınların vakfettiği mektep sayısı  39 Hükümdar mektep sayısı 7 Paşaların vakfettiği mektep sayısı 35 Esnaf ve ağaların vakfettiği mektep sayısı 60 Bey ve Efendilere ait mektep sayısı 42, olarak belirtilmiştir. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde 364 adet mektep tespit edilmiştir. 1928 Yılında İstanbul’da dördü yıkık, kırkı orijinal yapılışına uygun okul olarak kullanılan, 314 mektep yapısı bulunmakta idi.

II. ŞEHZADE SIBYAN MEKTEBİ VE VAKFIMIZA TAHSİSİ 
İstanbul ili, Eminönü ilçesi, Kalenderhane Mahallesi Dede Efendi sokakla İmaret Caddesinin birleştiği köşede yer alan ve tapunun 653 ada, 9 parsel numarasında kayıtlı Şehzade Sıbyan Mektebi 1548 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Mektep Mimar Sinan eseridir. Osmanlı Döneminde Sıbyan Mektebi olarak kullanılan yapı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında ilkokul olarak hizmet vermiştir. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olan mektebin vakıf amaçları doğrultusunda kullanılmak ve restorasyonunun vakıf tarafından yapılması şartıyla Siyasal Vakfı’na tahsisi yönünde ilk müracaat 18.01.1994 tarihinde yapılmış, ancak vaki müracaat uygun görülmemiştir. Daha sonra 19.06.1996 Tarihinde tekrar müracaatta bulunulmuş, mezkûr müracaat Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 14.10.1996 tarih ve 16/4 sayılı yazılarıyla uygun görülmüştür. Bu aşamada harap halde olan  yapının restorasyon ve rolöve projelerinin hazırlanması ve işgalden korunması için mektep 20.12.1996 tarihinde vakfımıza teslim edilmiştir. 

Hazırlanan projeler İstanbul 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 04.02.1998 tarih ve 548/9229 sayılı kararı ile onaylanmış, vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü’nün 17.03.1998 tarih ve 350 sayılı yazısı ile nihai karar alınması için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü de 06.05.1998 tarih ve 9374 sayılı yazı ile onarım ve restorasyonun yapılması ve vakıf amaçları doğrultusunda kullanılması şartı ile vakfımıza tahsis etmiştir. Proje çerçevesinde restorasyon çalışmaları 1999 yılında tamamlanmış ve vakıf genel merkezimiz çalışmalarını bu binada sürdürmeye başlamıştır. Daha sonra, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 02.08.2007 tarih ve 2043 sayılı yazısı ile tahsis süresi 10 yıl daha uzatılmıştır.